Çayırova ve Dilovası’nın yükselişi

Belki İzmit’ten sonra bu kentte muhalefetin en sert olduğu, en sık gündeme gelen, en çok tartışılan, konuşulan iki belediye var.
İzmit Belediyesi siyasi olarak farklı bir partinin yönetiminde olduğu için, ayrıca başında da Fatma Kaplan Hürriyet olduğu için daha çok konuşulması, tartışılması normal. Zaten İzmit’te başkanın da istediği şey bu. Zaten partilileri de böyle söylüyor.
Peki ya Çayırova ve Dilovası Belediyeleri…
Bu iki ilçede neden sert siyaset var?
Bir belediyenin gücü sadece bütçesiyle doğru orantılı değil. O ilçenin ekonomik ve büyüme potansiyeli de ciddi bir cazibe oluşturur. Bu cazibe siyasetin iştahını kabartır, heveslenenler daha fazla olur.
Aslında sadece bu dönem değil. Geçen dönemlerde de böyleydi. Bu iki belediyede tartışmalar hiç bitmedi.
İsterseniz belediyelerin 2023 yılı tahmini bütçelerini değerlendirerek devam edelim.
Önce hazırladığım tabloyu aşağıya bırakmak istiyorum.

YÜZDE 616 BÜYÜMÜŞ

Yukarıda da gördüğünüz gibi 3 yıl öncesine göre Çayırova ve Dilovası Belediyelerinin bütçelerinde inanılmaz bir artış söz konusu. (Çayırova Belediyesi yüzde 616)
Gölcük, Kandıra ve Darıca Belediyesi bütçeleri de ciddi oranda artmış.
Başiskele ve Gebze Belediyesinin bütçeleri artmış ama 3 yıl öncesine göre bütçe büyüklükleri sıralamasındaki yerleri değişmemiş.
İzmit, Derince, Kartepe, Körfez ve Karamürsel Belediyesi bütçeleri ise büyüklük sıralamasında gerilemiş.

İZMİT BELEDİYESİNİ BİLE GEÇMİŞ

Mesela Çayırova Belediyesinin 2020 bütçesi, İzmit’in yarısına yakın bir miktardaymış. Ama 2023 bütçesi, İzmit Belediyesini geçmiş. Yani ciddi bir büyüme var.
Dilovası Belediyesinin bütçesi de aynı şekilde. Bütçesi en küçük belediyeler sınıfından çıkmış, orta büyüklükteki belediyeler sınıfına gelmiş.

HEPSİ ARSA SATIŞI OLAMAZ

Elbette bunlar tahmini bütçe. Yani henüz gerçekleşmiş değil. Ama yine de önemli bir gösterge.
Elbette arsa satışlarını dahil eden belediyelerin bütçeleri daha büyümüş olabilir. Ama Çayırova Belediyesi o kadar çok arsa mı satacak? Ya da bu büyümelerin tamamını arsalara bağlamak da yanlış.
Elbette bütçeyi oluşturan kalemleri detaylı incelemek lazım. Ancak genel rakamlar da ortada.

ÇAYIROVA’NIN TARTIŞMALARI

• Geçtiğimiz aylarda “40 milyon rüşvet” iddiası ortaya atıldı. Tabi beyanatı veren fabrika sahibinin, fabrikasında bolca kaçak çıkma yaptığı da ortaya çıkınca, iddiasının rengi, ardı arkası daha iyi anlaşıldı. Zaten iddialardan da bir şey çıkmadı.
• Birkaç gün önce ise cami imamı ile kavgalı cami derneği yöneticisine başkanın tokat attığı öne sürüldü. Başkan konuyla ilgili konuşmuyor, konuyu büyütmek istemediği mesajını veriyor. Peki. tokat attı mı? Valla bilmiyorum. Ama çevresindekiler şunu söylüyor: Fiziki bir tepki olmuş. Ama tepkinin bildiğiniz tokat gibi olup olmadığı meçhul.
  Çayırova Belediye Başkanı Bünyamin Çiftçi karakter olarak naif bir insan. Hani önceki belediye başkanı Şevki Demirci için ortaya atılsaydı bu iddia kimse “Yapmaz, yapmamıştır” demezdi. Sonuç itibariyle, ne kadar tahrik ederse etsin karşısındaki fiziki olarak müdahale yanlış. Ama Bünyamin Çiftçi’nin bu olaydan 3 gün sonra, tokat attığı iddia edilen kişinin evine gitmesi, misafir olması, önemli bir gelişme. Muhtemelen bu ziyarette bireysel özrünü ve üzüntüsünü dile getirmiştir.

Dediğim gibi Çayırova’da siyaset sert, çok sert.
Tartışmalar da sert.
Tıpkı İzmit gibi.

Bu devirde kim 15 milyon borç verir?

Dünkü Kocaelispor kongresinin bitiminde bizim Mehmet Açık’ın Kocaelispor Başkanı Engin Koyun’u nasıl sıkıştırdığını gördünüz.
Kongrenin hatırına kulübe en çok borç veren üç ismin (Engin Koyun, Recep Durul ve Ekrem Can) alacaklarından 1’er milyonunu bağış yapmalarını, makbuzlarını da kendisine atmalarını istedi.
Engin Koyun da onu kırmadı, üç ismin 1’er milyon lira bağışta bulunacaklarını açıkladı.
Öncelikle Mehmet Açık’ı tebrik ediyorum.
Engin Koyun’un yüzünün güldüğü bir anda, kulübün kasasına 3 milyon lira girmesini sağlayacağı için. (Makbuzlar gelince “sağladığı” diyeceğiz)
Sonrasında Mehmet Açık’ın teklifini kırmayan Koyun, Durul ve Can’ı da tebrik edelim.
Ancak…
Eğri oturalım fakat doğru konuşalım.
Bu devirde ticaret, neredeyse peşin parayla dönüyor.
İnsanlar uzun vadeli çek almıyor.
Çünkü ülkemizde yüksek enflasyon var, paranın değeri düşüyor, alacağın miktar pul oluyor.
Dolayısıyla kulübe 15 milyon lira borç vermek de çok önemli bir olaydır.
Düşünün, bu adamlar 15 milyonu faize koysalar ya da 15 milyonluk araba alsalar, arazi alsalar, 1 yıl sonra ne kadar kar ederler?
Daha doğrusu o para 25-30 milyon lira olmaz mı?
Ya 2 yıl sonra?
Demem o ki, enflasyonun yüksek olduğu zamanlarda kulübe büyük miktarlarda borç para vermek de ciddi bir katkıdır.

• Dövizle mi borç veriyorlar? Hayır.
• Faiziyle birlikte geri mi istiyorlar? Hayır.

Kulübü yönetim tarzlarını herkes eleştirebilir.
İyi başkan ve yönetici olmadıkları da konuşulabilir.
Sezon sonunda istifa etmeleri de istenebilir.
Ama kulübe verdikleri borç miktarı azımsanmayacak kadar büyüktür, değerlidir.
Yoksa bu kulüp…

• Cebinden 1 kuruş bağış yapmayan…
• 10 bin lira borç verdiğinde “Ne zaman geri alabilirim?” diye 50 defa soran…
• Taraftara ısmarladıkları tost parasını kulüpten tahsil eden yöneticiler de gördü. Peki, o isimler bu kadar eleştirildi mi?
• Çok daha fazla parası olup da daha fazlasını borç verenler oldu mu?

Neyse…
Sen çok yaşa Mehmet Açık.
Sen yine de makbuzları iste, biz de yayınlayalım.