Avukatlar neyi protesto etti?

Efendim bu bir protesto değildir de, şöyledir de, böyledir de.
Yuvarlamaya gerek yok.
Buz gibi protesto işte.
Bir avukat oy kullanmak için sandığa gider de neden boş oy atar ki?
Bir derdi, bir tepkisi, bir itirazı olmasa yapar mı bunu böyle?
Peki 224 kişi yapar mı?
Şöyle düşünün;
Kocaeli Ticaret Odasında tam 224 oy geçersiz sayılsaydı, 224 kişi boş zarf atsaydı, ya da her iki pusulayı da zarfa koysaydı, ne diyecektik?
Efendim, önceki dönemlerde de oldu bu…
Oldu da az oldu.
Bu kadar çok sayıda ve oranda oldu mu?
224 kişi geçersiz oy kullandı mı?
Oy kullananların yüzde 12’si geçersiz sayılacağını bilerek ve isteyerek oy kullandı mı?
Hayır.
O zaman asıl soruya geçelim.
Bu tablo bize ne anlatıyor?
Avukatlar neye tepki gösteriyor?
Benim edindiğim bilgiler şöyle:

1. Mehmet Gül’e tepki.
Gül’ün şahsına değil taşıdığı özelliklerin o makam için yeterli olmadığına ilişkin avukatlar arasında çok yaygın bir kanaat var.
2.Daha popüler ve güçlü aday beklentisi.
Öyle bir aday olsaydı Gül’ün karşısında kesin kazanırdı, diyorlar.
3.Oy kullanmayanlara geçen dönem verilen cezalara tepki.
Daha doğrusu kesilen cezaların icra marifetiyle tahsil edilmek istenmesine.
Büyük barolarda böyle bir icra sıkıştırmasının olmadığını söylüyorlar.
Ben Türkiye’nin her yerini biliyor değilim.

SİYASİ BASAMAK

Kitabın ortasından konuşmak gerekirse;
Kocaeli Barosu Başkanlığı önemli bir etikettir.
Ama aynı zamanda başkanları için siyasi bir basamak, bir sıçrama tahtasıdır.
Bugüne kadar hep böyle olmuştur.
Baro başkanlığı yapmış olma referansıyla bir koltuğa göz kırpılır.
Baro başkanları genellikle CHP’den ya milletvekili ya da belediye başkanı aday adayı olur.
İstisnaları azdır.
“Ben istemedim, yakıştırdılar. Görev üstlenmek, aday olmak zorunda kaldık” açıklamaları komiktir.

KONFOR ALANLARI GENİŞ

Bunun dışında baro başkanlarında taban siyaseti, daha doğrusu taban başkanlığı yapan azdır.
Avukatların sahadaki sorunlarıyla ilgilenmek baro başkanları için birinci gündem olmaz, olamaz.
Çünkü her başkanın aynı zamanda bir ofisi, baktığı davalar, siyasi hedefleri ve özel yaşamı vardır.
Her yere yetişmeleri zaten mümkün değildir.
Ama konfor alanları da geniştir.
“Sahada koşturan” değil “temsil eden” olmayı daha çok severler. ( Aysun Torun ve ekibi ise açıkça sahada koşturma vaadinde bulunmuştu.)
Adaylık esnasında her zaman klişe cümleler söylenir, başkanlık esnasında birkaç yazılı ve fiili basın açıklaması yapılır.
Ama ötesi olmaz, olamaz.
Yer yer ekipçilik iddiaları da işin içine girince, protesto oylarının sayısı dün olduğu gibi rekor kırabilir.
Düşünün, tam 224 oy…
Tam 224 avukat…

Bankalar mı anlaştı?

Hani kimseyi zan altında bırakmak istemem.
Ancak;
Kocaeli Büyükşehir Belediyesi personel maaşları promosyon ihalesine giren tüm bankaların aşağı yukarı aynı teklifi vermesi…
Üç firmanın başlangıçta aynı teklifi vermesi…
Sizi de rahatsız etmiyor mu?
Bankalar arasında bir ön görüşme, bir anlaşma mı olmuş?
O tabloyu hatırlatalım mı?

Yapı Kredi Bankası:            Kişi başı 17 bin TL
Türkiye Ekonomi Bankası: Kişi başı 15 bin TL
Vakıflar Bankası:                Kişi başı 15 bin TL
Türkiye İş Bankası:            Kişi başı 15 bin TL
Türkiye Halk Bankası:        Kişi başı 10 bin TL