“Sekapark’ın mimarı” olarak tanınan, ancak öğrencilik yıllarından bu yana yaşadığı Ankara’da genel ve yerel siyaseti çok yakından takip eden İzmitli kentsel tasarımcı Talha Kös, oyunun rengini ve gerekçesini gazetemize anlattı. Kös sorularımıza şu yanıtları verdi;
24 Haziran seçimlerine iki gün kaldı. Kocaeli’yi nasıl görüyorsunuz?
Kocaeli’de siyasal tabloda dramatik bir değişiklik olmaz. AK Parti’de Fikri Işık listenin birinci sırasındaki isim olarak kampanyayı sırtlamış durumda. Listede işi sırtlayacak başka bir aktör yok. Mevcut belediye başkanları da pek fazla bir varlık gösteremiyor. Buna rağmen Işık süreci başarılı yürütüyor. Noktasal ve kritik temaslar gerçekleştiriyor.
AK Parti’de ve belediye kadrolarında yıllardır, adeta bıkkınlık getiren ve bir türlü yeni yüzlere yer açmayan, değişime kapalı aktörlerin vermiş olduğu rahatsızlık gizli saklı bir şey değil. Bunlar kendini çok iyi teşkilatçı ve belediyeci olarak pazarlayan tipler. Tam bir şekilde gidiyor diyorsun, mesela “SKM’yi ancak ben yönetirim” gibi bahanelerle yine sisteme dâhil oluyorlar. Bir de bunlar yıllarca haksız rekabetle siyaseti ticarete alet etmiş tipler. Seçimden sonra tamamen tasfiye edilmezlerse ilk seçimde Kocaeli uyarıyı çeker.
Tabi şu an meselemiz bu değil, ortada bambaşka bir durum var. Devletin bekası, ülkenin geleceği söz konusu olduğundan bilinçli seçmen bunu görmezden gelebilir, doğrusu da budur.
AKŞENER’İN POPÜLARİTESİ
AK Parti seçim tecrübesi son derece iyi olan, kurumsalı oturmuş bir yapı. İstenilen sonucu alacaktır diye düşünüyorum. Zira Tayyip Erdoğan gibi bir genel başkanları var. MHP’de ise Aydın Ünlü başarılı ve tecrübeli bir il başkanı olarak süreci sırtlamış durumda. Saffet Sancaklı ve diğer adaylar da elinden geleni yapıyor. Devlet Bahçeli’nin varlığı ve politikaları teşkilatın arazide önünü açıyor.
İyi Parti?
İyi Parti kurulduğu günden beri Kocaeli’de istikrar tesis edemedi. İlk il başkanı değişti. Yeni gelen beyefendi ise acemiliğini her açıdan belli ediyor. Aday listesinin ilk sıralarının kentte bir karşılığı yok. Bu bir dezavantaj. Sayın Akşener’in buralı olmasından başka bir artıları yok bence. Özellikte Muharrem İnce’nin adaylığından sonra Sayın Akşener’in popülaritesini kaybetmesi Kocaeli’ye de yansımış görünüyor.
CHP?
Bir farkındalık oluşturamadı. İyi Parti’ye geçen 15 vekil arasında Kocaeli Milletvekili Sayın Fatma Kaplan Hürriyet’in de olması örgütün kafasını karıştırdı. Listesi parti içinde hayal kırıklarına sebep oldu. Partinin uzun süre aday belirleyememesi ve Abdullah Gül gibi adaylar üzerinden zikzaklar yapması partiye kan kaybettirdi. Şimdi Muharrem İnce bu açığı kapatmaya çalışıyor. Ama işi oldukça zor.
ÜZÜLÜYORUM
Saadet?
Üzülüyorum! Bakın ben Saadet tabanını çok iyi tanırım. Bu tabandan yetişmeyim. Her zaman da gururla söylüyorum, Bana “Erbakan’ın öğrencisi” olarak anılma şerefi yeter. Saadet tabanı son derece taassup sahibi insanlardır. Devletine, milletine, dinine bağlı insanlardır. Samimidir bu hareketin insanı, cefakârdır, vefakârdır, mağrurdur. Ve dahası…
Şimdi Temel Bey’e bakıyorum, HDP’ye göz kırpıyor, Demirtaş’a hukuksuzluk yapıldığını iddia ediyor. Savunmasında da “Henüz Demirtaş’a verilmiş bir hüküm yok! Neden içerde?” diyor. Yani şunu diyeceğim Temel Ağabey’e: Sana mı kaldı, PKK’nın pantolon giymişlerine avukatlık yapmak? Ne olursa olsun, toplum bunlarla ilgili hükmünü vermiş zaten. Ayıptır, günahtır.
Bakın ben eski dostum ve kardeşim merhum liderimizin oğlu Fatih Erbakan ile de görüşüyorum. O da bu duruma son derece üzülüyor ve şaşkınlık içinde olanları izliyor. Burada Saadet’e gönül vermişleri değil, Temel Bey ve yöneticileri kast ettiğimin altını çizmek isterim.
“SAADET PARTİSİ, KÜRDİSTAN’I GÖZETECEK”
Bakın, geçenlerde ibretlik bir tablo gözden kaçtı. Saadet Partisinin İstanbul Milletvekili adayı Altan (şey)tan diyor ki; “Saadet Partisi, Kürdistan’ı gözetecek, yerel özerklik ile ilgili bağımsızlık taleplerini yerine getirecek.” Açın haberlere bakın. Parti yöneticileri bir yalanlama yapmadı. Böyle bir hadsiz adeta HDP adayıymış gibi parti adına vaatler veriyor (Ki zaten eski HDP milletvekillidir). Böyle bir rezalet olabilir mi? Siz ne zaman bu hale geldiniz?
E şimdi diyeceksiniz ki; Tayyip Erdoğan ve açılım süreci hata değil miydi? Ben burada sadece bir vatansever olarak konuşuyorum. Kaldı ki o dönem açılımı yüksek sesle eleştirmiş ve tepkiler almış birisiyim. Youtube’da bile bu beyanatlarım hala duruyor. Ben Erbakan Hocam’dan her türlü şart ve koşulda doğrunun yanında olmayı öğrendim.
Şimdi bakıyorum Saadet Partisi yöneticilerine (ki hemen hemen hepsiyle hukukum var) Tayyip Erdoğan düşmanlığı ve tanımlanamayan muhterislikleri gözlerini öyle bir karartmış ki, küfrün en önemli aktörleriyle iş tutacak duruma gelmişler. Yazık, çok yazık. Ben Milli Görüş’e samimi olarak kendini adamışların, ilkesizlerin ittifakında yer almayacağından eminim. Temel bey, Selahattin Demirtaş’ın birkaç sempatizanından oy devşirecekse onu bilemem.
SEN NEYE HİZMET EDİYORSUN?
Şimdi tüm Saadet Partililere sorun: Demirtaş mı? Erdoğan mı? Bir tane Demirtaş cevabı alamazsınız. E şimdi Erdoğan kaybederse Demirtaş başkan yardımcısı olmaya talip olmayacak mı? Bakanlık istemeyecekler mi? PKK’lılar devlet kadrolarına sızmayacaklar mı? Kimse hayır diyebilir mi? E o zaman Temel Bey sen neye hizmet ediyorsun? Farkında değil misin? Neyse ben bu konuda dolu olduğum için, şimdilik bu kadarıyla iktifa ediyorum.
Ama içim rahat, Saadet Partisine gönül vermişler işini bilir. Batılın yanında yer almaz. En kötü şartlarda “Ehveni şer” hükmüyle hareket eder. Ama devlet, millet düşmanlarının yanında yer almaz.
HDP?
HDP meclise girdiği günden beri bu ülkede birbirine yakınlaşan insanlar, birbirinden kopmaya başladı. Kürtler mütedeyyin insanlardır. Çocuklarını Kandil’e götürüp 3. sınıf Maoist, devrimci teorileri uğruna öldürenler, kızlarını gönderdikleri yerde harem kuranlar ve tek kelime Kürtçe bilmeyenler; kalkıp Kürt kardeşlerimize, Kürt kimliğinin nasıl inşa edileceğini öğretemezler. Çocuklarının Kandil’e götürülüp devrimci palavraları uğruna öldürülmelerine izin vermezler. Türkiye Cumhuriyeti devleti Kürtlerin de vatanıdır.
KANDİL’E OY MU VERECEKSİNİZ?
Ana dilde zorunlu eğitim isteyenler, bana “Bu okullarda okutulacak dersler şu olmalı” diye 3 tane Kürtçe cümle kursunlar! Dünyanın, dili Türkçe olan en büyük terör örgütü PKK’dır. Nasıl gelindi bu noktaya? Yıllarca Kürtlere uygulanan zulme, inkâr ret asimilasyon politikalarına karşı mücadele edilerek gelindiğini varsayalım. Peki, bugünkü bu siyasal konforu ve rahatlığı kime borçlular? Düşündünüz mü? Şimdi problem ne? Bakın bugün HDP’li siyasetçiler Kandil sarayından ellerine tutuşturulan talimatları yerine getiriyorlar. O zaman ben de şunları sorarım? Siz Kandil’e mi oy vereceksiniz? HDP’ye mi? Eğer Kandil’e oy verecekseniz diyecek bir şeyim yok. Bu savaş yöntemini benimsediyseniz, buyurun HDP’ye oy verin.
HDP’ye niye oy veriyorsunuz değerli kardeşim? Kimlik talebiniz mi var? Kimlik talebinin sonraki adımı devlet talebidir. Devlet mi istiyorsunuz? Buyurun HDP’ye oy vermeye devam edin!
BUYRUN HDP’YE OY VERİN!
Ama o zaman çıkıp deyin ki; “Biz HDP’ye değil Kandil’e oy verdik. Bu yüzden Selahattin Demirtaş’ın kukla olması ağırımıza gitmiyor”, “Bizim için Murat Karayılan, Duran Kalkan, Cemil Bayık önderliğin temsilcisidir” diyorsanız, buyurun HDP’ye oy verin!
Kandile oy vermeyi düşünenler bilsin ki; Oradaki saray yıkılmaya mahkûmdur. Halkın gerçekleriyle savaşan her sözde güç bitmeye mahkûmdur ve yıkılacaktır.
Değerli Kürt kardeşlerime ve yaş büyüklerime diyeceğim şudur; Lütfen iyi düşünün! Sizin yeriniz bu Al Bayrağın altı. Bu sizin savaşınız değil.
HDP’yi Kocaeli’de nasıl değerlendiriyorsunuz?
Dedim ya yarın eline Kandil’den talimatların tutuşturulacağı bir kukla buradan aday olmuş. Bir şey demeye gerek yok. Ha şunu da söyleyeyim, yarın o talimatları Kandil’den de alamayacaklar Allah’ın izniyle. Şerefli ordumuzun Kandil’i yerle bir etmesi çok yakındır.
BİR AHLAK ABİDESİ
Toparlayacak olursak…
Tayyip Erdoğan rakipsiz. Muhalefet kendi içinde oy transferleriyle başkancılık oynuyor. Birbirlerine başkan yardımcılıkları hediye ediyorlar. Kapalı kapılar arkasında PKK’yı da dâhil ederek bakanlıkları paylaşıyorlar. Milletimiz bunu görür, bunlara yol vermez.
Bir ucunda PKK’nın bulunduğu, diğer tarafında DHKP-C gibi marjinal örgütlerin ellerini ovuşturarak beklediği ve sadece Tayyip Erdoğan düşmanlığından beslenen ve gözü kararmış bir ilkesizler ittifakı. Diğer tarafta; Yerel idare deneyimi hariç 16 yıllık devlet tecrübesi olan güçlü bir lider ve onu destekleyen, ilkeli bir genel başkan ve devlet adamı MHP lideri Dr. Devlet Bahçeli. Ve bunun yanında, geçmişte şahsen de tanıma şerefine nail olduğum, bir ahlak abidesi olarak tanımladığım rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu’nun fikri varislerinin devam ettirdiği Büyük Birlik Partisi ve genel başkanı Sayın Mustafa Destici.
FETÖ’CÜLERE BARİYER OLMAK İÇİN
Yani bir tarafta tanımsız ve adeta türlü gibi bir yapı, diğer tarafta ise, irade, cesaret ve erdem var. Tayyip Erdoğan’ı sevmemek de bir hak. Buna bir şey demiyorum. Ama bugün mesele bu değil. Ben, ülkem için şu an Tayyip Erdoğan’ı destekliyorum. Geleceğimiz için, huzurumuz için, imha edenin değil ihya edenin gelmesi için, bağımsızlığımız için, birliğimizi muhafaza etmemiz için, pusu kurmuş FETÖ’cülere bariyer olmak için küskünlükleri bir kenara koyup, güçlü hükümet ve güçlü meclisi, millet olarak inşa etmeliyiz. İşte bu yüzden tabii ki Cumhur İttifakı diyorum.
Ve son olarak; Söz, karar, yetki milletin. Görelim mevlam neyler? Neylerse güzel eyler…
Yorum yazarak En Kocaeli Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan En Kocaeli hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler En Kocaeli editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı En Kocaeli değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak En Kocaeli Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan En Kocaeli hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler En Kocaeli editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı En Kocaeli değil haberi geçen ajanstır.